“Tekstilde Yapılacak Yatırımlar İçin ITM Fuarı, Büyük Bir Fırsat Olarak Değerlendirilebilir”

Tekstilde Yapılacak Yatırımlar İçin ITM Fuarı,

Büyük Bir Fırsat Olarak Değerlendirilebilir

ITM Fuarının; Tüyap, Teknik Fuarcılık ortaklığı ve TEMSAD (Tekstil Makina Ve Aksesuar Sanayicileri Derneği) iş birliği ile her geçen yıl daha da kaliteli ve profesyonel hale geldiğini dile getiren TEMSAD Başkanı Adil Nalbant, “Bunu özellikle, 2018 yılında gerçekleşen ITM 2018 Fuarı’nda da net olarak gördük. 64 ülkeden 1150 üretici firmanın katıldığı ve 15 bini yabancı olmak üzere 60 bine yakın ziyaretçinin geldiği ITM 2018 Fuarı, oldukça başarılı sonuçlandı. Fuarda, 110 TEMSAD üyemiz ile yer aldık ve fuar sonrası yaptığımız anketlerde yüzde 95 oranında memnuniyet sonucuna ulaştık.” dedi.

Nalbant, ITM 2020 News’e verdiği röportajında tekstil makine sektörünün, birçok sektöre göre ihracatında artış sağlayabilen ürün gruplarından biri olduğunu söyleyerek sözlerine şu şekilde devam etti: “2018 yılını 750 milyon dolar ihracat ile kapattığımız ve yılın ilk 10 ayında geçtiğimiz yıla göre yüzde 10 ihracat artışı sağladığımız görüldü. Bunun yanı sıra, 2018 yılında; 1,9 milyar dolar olarak gerçekleşen tekstil makine ithalatı ise bu yıl, ilk 10 aylık süreçte yüzde 48 oranında ciddi bir azalış gösterdi. Tekstil makine üreticilerimiz, her geçen gün kendisini geliştirerek dünyadaki pazar payını arttırmaya devam ediyor. Dünyanın, 180 farklı ülkesine tekstil makineleri satabilen sektörümüz, toplam dünya tekstil makine ihracatında yüzde 3’lük bir pay alıyor. Pazar çeşitliliği avantajı ve katma değerli, yüksek teknolojili üretimleri ile tekstil makine sanayicilerimizin, önümüzdeki yıllarda da Türkiye’de ve dünyada gelişimlerini devam ettireceğine inanıyoruz.”

Tekstil sektörü, en büyük katma değeri sağlayan ve ülkenin cari açığının kapatılmasında öncü sektörlerden birisi olarak Türkiye ekonomisi, sanayisi ve ihracatı için büyük önem taşıyor. Bu sektörün, yatırımları ve ihracatı konusunda 2020 yılı için beklentileriniz ne yöndedir?

Tekstil sektörü, gerek istihdama katkısı gerekse katma değerli üretimi ve ihracatımızdaki payı ile Türkiye ekonomisinin temel güçlerinden birisidir. 2018 yılı ihracat rakamlarına baktığımızda tekstil ve hazır giyim ihracatının 18 milyar dolar, tekstil ve hammaddeleri ihracatının ise 11 milyar dolar olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Toplamda ise 29 milyar dolarlık bir tekstil ihracatından söz edebiliriz. Türkiye’nin toplam 168 milyar dolarlık ihracatının yüzde 18’ini tek başına tekstil sektörü gerçekleştiriyor. Bununla birlikte Türkiye toplam ihracatının, kg birim fiyatı ortalama 1 dolar seviyelerindeyken tekstil sektörü ihracatının kg birim fiyatı ortalama 20 dolar seviyelerindedir.

2018 ve 2019 yıllarında mevcut küresel ekonomik daralma ve döviz artışlarından kaynaklı olarak yurt içi üretim ve ihracatları olumsuz etkilendi. Ancak otomotiv ve inşaat gibi diğer ana sektörlerden ayrı olarak tekstil sanayicilerimiz karalar bağlamadan; üretimlerini ve ihracatlarını arttırmanın, pazarlarını geliştirmenin yollarını aradı. Bahsi geçen sektörlere kıyasla gerek iç piyasada gerekse de ihracatta büyük bir daralma yaşamadan güçlü durabildi.

Ülkemizin ilk 2 çeyrekteki ekonomik daralması sonrasında, en son açıklanan 3. çeyrek büyüme verilerine göre pozitif yönlü yüzde 0,9’luk bir büyüme gerçekleştiği görüldü. Bu, toparlanmanın bir göstergesi olarak kabul ediliyor, 2020 yılında da daralmanın önemli ölçüde aşılması amaçlanıyor. Geçtiğimiz yıl Kasım ayının başlarında dünyada ilk defa bir olay gerçekleşti. Pekin’in başkentinden kalkan 42 konteynerlık 850 metrelik bir yük treni Marmaray’ı kullanarak boğazların altından direkt Avrupa’nın kalbine Prag’a gitti. Bunu, 500 yıl sonra ipek ve baharat yoluna dönüş olarak değerlendirebiliriz. Son yıllarda batıya geçen enerji hatlarının, Türkiye üzerinden geçmesi ve bir de ipek yoluyla, tren yollarıyla üretim merkezi olan doğunun batıya tüketim merkezi olan Avrupa’ya bağlanması ülkemizi çok daha stratejik ve önemli bir hale getirdi. Bu arada Marmaray’ın yanı sıra 3. köprünün üzerine yapılan ve gerçekleştirilmesi planlanan yeni büyük tüp geçidin ortasındaki tren yoluyla bu hat daha da zenginleşecektir. Burada bu olayın avantajları kadar dezavantajlarının da göz önüne alınması gerekiyor. Çünkü şu anda 30-45 gün olan Uzak Doğu’dan bir malın gemiyle Avrupa’ya teslimi, Pekin ve Londra arasında 11 güne düşüyor ve hiçbir Okyanus, Süveyş kanalı, Akdeniz vs. gibi riskli yerlerden geçmeden bu sağlanıyor. Çin 2013 yılında başlatmış olduğu kuşak yol projesiyle dünyada 150 ülkeyle anlaşmaya vardı. 2015 yılında Türkiye buna dâhil oldu ve bu projeye 100 milyar doların üzerinde kaynak sağladı. Bence geleceği belirleyecek olan çok önemli bir olaydır. E-ticaret ile birlikte yeni ticaret yolları, Türkiye’nin ufkunu açabilecek bir konumdadır. Bu yüzden bizim hem makine imalatçılarının hem tekstil imalatçılarının ve bütün sanayimizin buradaki avantajları, dezavantajları çok iyi tahlil edip ona göre pozisyon almaları gerekiyor.

Türk tekstil sektörü ile tekstil makineleri sektöründeki gelişmeleri, 2019 yılı açısından genel bir çerçevede değerlendirebilir misiniz?

Tekstil sektörü için 2019 yılı ihracat verilerine baktığımızda geçtiğimiz yılın ihracat verilerine benzer şekilde gerçekleştiğini görüyoruz. Yılın ilk 10 aylık rakamlarına göre tekstil ihracatı 2018 yılına kıyasla yüzde 0,3 oranında arttı. Bununla birlikte tekstil ihracatı gerçekleştirilen ülkelere bakıldığında AB ülkelerine ihracatın düştüğü, doğu bloğu olarak tabir edilen; Rusya, Ukrayna ve Belarus gibi ülkelere ise arttığı görülüyor.  Tekstil Makine sektörü ise birçok sektöre göre ihracatında artış sağlayabilen ürün gruplarımızdan oldu. 2018 yılını 750 milyon dolar ihracat ile kapattığımız ve yılın ilk 10 ayında geçtiğimiz yıla göre yüzde 10 ihracat artışı sağladığımız görüldü. Bunun yanı sıra 2018 yılında 1,9 milyar dolar olarak gerçekleşen tekstil makine ithalatı ise bu yıl ciddi oranda düştü. Döviz kurlarındaki dalgalanmaların, yatırımların ve az da olsa geçtiğimiz yıllara göre yerli tekstil makine kullanımının da etkisi gözlenebiliyor. Yılın ilk 10 ayında tekstil makine ithalatımız yüzde 48 oranında azaldı. 2019 yılının sonu itibariyle ise ortalama 800 milyon dolar ihracat, 1 milyar dolar ithalat bekliyoruz. Tekstil makine üreticilerimiz, her geçen gün kendisini geliştirerek dünyadaki pazar payını arttırmaya devam ediyor. Dünyanın, 180 farklı ülkesine tekstil makineleri satabilen sektörümüz, toplam dünya tekstil makine ihracatında yüzde 3’lük bir pay alıyor.

Tekstil ülkesi olan Türkiye’de, ITM Uluslararası Tekstil Makineleri Fuarı’nı yaptığımız için gerek katılımcı gerekse ziyaretçi açısından fuarımız büyük önem taşıyor. ITM Fuarı’nın Türkiye ekonomisi ve tekstil sektörüne katkılarıyla ilgili düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Avrupa’da yapılan diğer fuarlara, Ortadoğu ve Uzakdoğu bölgelerinden katılmakta zorlanan tekstil sanayicileri için ITM Fuarı Türkiye’nin konumu itibariyle daha büyük avantaj taşıyor. Dünya çapında tekstil makine teknolojilerinin sergilendiği ITM Fuarı; Tüyap, Teknik Fuarcılık ortaklığı ve TEMSAD iş birliği ile her geçen yıl daha da kaliteli ve profesyonel hale geldi. Bunu özellikle, 2018 yılında gerçekleşen ITM fuarında da net olarak gördük. 64 ülkeden 1150 üretici firmanın katıldığı ve 15 bini yabancı olmak üzere 60 bine yakın ziyaretçinin geldiği ITM 2018 Fuarı oldukça başarılı sonuçlandı. Fuarda, 110 TEMSAD üyemiz ile yer aldık ve fuar sonrası yaptığımız anketlerde yüzde 95 oranında memnuniyet sonucuna ulaştık.

Ekonomik ve siyasal gelişmeler, konjonktüre bağlı olarak Türkiye’nin son üç yılda yatırımlarını azaltması ve ertelemesine sebep oldu. Türkiye’nin en önemli sektörü de bilindiği üzere tekstil sektörüdür. Bu yüzden tekstilde yapılacak yatırımlar için ITM fuarı, büyük bir fırsat olarak değerlendirilebilir. ITM fuarı, bu anlamda hem Türk Tekstil Sanayisi için hem de Türkiye’nin bölgesindeki; İran, Özbekistan, Mısır ve diğer hitap edilen; Hindistan, Pakistan, Endonezya gibi ülkeler için bir önemli bir fırsat niteliği taşıyor. ITM fuarı için, sektörümüzün en büyük bölgesel fuarıdır, diyebiliriz. ITM fuarına batılı firmalar, daha fazla rağbet gösteriyor. Bunun en önemli nedeni ise batılı firmalar için en büyük pazarın Türkiye olması. Özellikle; iplik, dokuma ve teknik tekstil makinelerinde ülkemiz, batı ülkeleri için önemli bir pazar olma özelliği taşıyor. Bu yüzden en son teknoloji ile yatırım yapmak isteyen civar ülkeler de ITM fuarını bir fırsat olarak görüp fuara, hem ziyaretçi hem de alım için heyetleri getiriyor. Böylece bu yılki ITM 2020 Fuarı’nın iki farklı önemi ortaya çıkıyor. İlk olarak Türk sanayicisinin geciken yatırımlarını yapması için bir fırsat sunuyor. İkinci olarak ise civarımızdaki ülkelerin tekstil ile ilgili makine yatırımları için bu fuara kolayca ulaşılabiliyor. Çünkü özellikle civar ülkeler, vize sorunu yaşamadan katılım sağlayabiliyor. Mesela bazı bölgelerdeki katılımcılar Avrupa’da yapılan diğer fuarlara vize vb. sorunlardan dolayı gitmekte zorluk yaşayabiliyor. Bu yüzden ITM fuarları, onlar için daha cazip görülebiliyor.

Türk tekstil makinesi üreticilerinin, ITM fuarlarına katılımıyla ilgili görüşlerinizi sizden dinleyebilir miyiz? Katılımı yeterli buluyor musunuz? Firmalara bu konuda neler tavsiye edersiniz?

Türk Tekstil Makine sektörümüzün ITM Fuarı için gerekli ilgiyi gösterdiğini düşünüyoruz. Özellikle her geçen yıl sektörümüzün büyümesine göre katılım için başvuran firmalarımızın arttığı gözlemleniyor. ITM fuarlarında, Tekstil Makine sektöründe üretim yapan, Türkiye’de ve dünyada markasını tanıtma ihtiyacı duyan her firmanın yer alması gerekiyor. En son ITM 2018 Fuarı’nda 110 TEMSAD üyemiz ürünlerini sergileyerek yer aldılar. Katılımımız ile ilgili her geçen gün ilginin arttığını görmek bizleri mutlu ediyor. Bununla birlikte ITM’in marka değerinin, hem yurt içinde hem de yurt dışında her geçen yıl daha da artıyor olduğunu rahatlıkla ifade edebiliriz. Sektörümüzün dünya çapında temsilini sağlayan organizasyonlarından biri olan ITM fuarlarında, bu alanda üretim yapan tüm yerli firmalarımızın bulunmasını tavsiye ediyoruz.

ITM fuarının dünyaya tanıtılmasında TEMSAD olarak ne tür faaliyetlerde bulunuyorsunuz? Yurt dışından daha fazla ziyaretçi gelmesi amacıyla ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

Malumunuz üzere; derneğimizin 18 farklı ülkede, tekstil kurumlarıyla iş birliği anlaşmaları mevcuttur. Bu iş birliği anlaşmaları çerçevesinde gerek ülkemizde gerekse de ilgili ülkelerde (Bangladeş, Hindistan, Pakistan, İran, Özbekistan, ABD, Rusya, Çin, Endonezya, Güney Kore, Tayvan, Mısır gibi ülkelerde) workshop çalışmaları düzenliyoruz. Bu çalışmaların, hemen her birisinde ITM Fuarı’ndan da bahsederek partner ülke kurumlarının, ITM fuarlarına gerek katılımcı gerekse de ziyaretçi olarak katılmaları hususunun öneminden bahsediyoruz.

ITM 2018 Fuarı’nda, ilgili kuruluşlardan derneğimizin misafiri olarak yetmişe yakın ziyaretçiye ev sahipliği yaptık. Bu misafirlerimizin, hemen hepsi ilgili ülkelerdeki tekstil sektörünün önde gelen kurum ve kuruluşların yöneticileridir. ITM Fuarı’nda yabancı ziyaretçilerimize ev sahipliği yaparak üyelerimizin çalışmalarını anlatıyor ve sektörümüz hakkında gerekli bilgilendirmeyi yapma fırsatı buluyoruz.

Bununla birlikte sektörümüzü tanıtan her çalışmanın içerisinde, gerek yurt içi tekstil sanayicisine gerekse de yurt dışı tekstil makine alıcısı firmalara, her platformda; üyelerimizden, sektörümüzün gücünden ve ITM fuarlarından sıklıkla söz ediyoruz. Bu arada güncel gündemlerimizden olan bir hususu da aktarmak isterim. Yurt içinde ülkemizin ithalat yoluyla alımını yaptığı tekstil makinelerinin, Türkiye’de üretilmesiyle ilgili Sanayi Ve Teknoloji Bakanlığı’nın başlatmış olduğu ‘Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Projesi’ bulunuyor. Bunu çok önemsiyoruz. Altı başlıkta bizim makine üreticilerimizin başvurması için talep çağrısı açıldı. Bunu da arkadaşlarımızın en iyi şekilde değerlendireceğini düşünüyorum.